29 Ocak 2013 Salı

Bendeki Sen

Ben seni usul usul severim.
     Sen hiç bilmezsin.
Ben seni satırlarımın arasına iliştiririm.
     Sen hiç duymazsın.
En sevdiğim sahnelerde izlerim.
     Görmezsin.

Ben seni derslerde öğrendim.
Senden kaçtım, sana yakalandım.
Önüme düştü yağmur damlaları,
Takıldım, sana yuvarlandım.

Tam kavuştum derken, yokluğuna bakakaldım.


                              C.Ö.

28 Ocak 2013 Pazartesi

Uyarıyorum

...............

Şimdilik her şey iyi görünüyor. Çünkü şimdilik tüketmek yetiyor. Arkadaşları, aşkları, son model telefonları ve arabaları.. Gidenleri umursamıyorsun. Gelen gideni aratmayacak sanıyorsun. Keyfin yerinde. Şimdilik her şey harika görünüyor.
................

Bir süre daha böyle devam edecek. Sen de 'sanmaya' devam edeceksin. Her şeyin iyi olduğuna inanmaya.
 Ta ki seninle olan herkesi ve her şeyi tüketene dek. Hesapsızca harcadığın arkadaşlıkların, umursamadığın aşkların... Farkında değilsin, tükenecekler. O zaman yalnızlık başlayacak, önce korkacaksın. Elini-kolunu koyacak yer bulamayacak, söylemek istediklerini bir bir geri yutacaksın. Elin telefona gidecek, numaralar ve isimler arasında dolanacak gözlerin. Sonra kaybolacaksın. Elinde telefon, aklın tükettiklerinde, nefesin vücudunu terk etmek üzere... Kaskatı kesileceksin. Baktın ki çözüm yok, yalnızlığa alışmaya çalışacaksın. Hayatını üzerine kurduğun tüm taşlar yerinden oynayacak, dengeyi sağlayamazsan eğer, tüm hayatın üzerine yıkılacak. Ve her taş için karanlıklar boyu uğraşacaksın. Ancak ondan sonra taşlar yerli yerine oturacak, yani sen öyle sanacaksın. Geceleri kendi kendine söylediğin "yalnızlık daha iyi..." diye başlayan cümleleri, gündüzleri başkalarına anlatacaksın. "Güçlüyüm" nidaları atacak ve buna inanmak için göğe yalvaracaksın. Kendi kendine yettiğini düşüneceksin. Çünkü aslında yalnızlaştığında derinliğin kaybolacak,  sığ ve karanlık bir kuyu olacak günlerin. Sen, bir avuç kum, bir sığ kuyuyu doldurup kendinle, mutlu mutlu yaşayacaksın. Yani sen öyle sanacaksın. Ta ki en son kalabalık olduğun, bir ağız dolusu güldüğün anı hatırlatacak o 'şey'e kadar.

İşte o zaman, o 'şey' geldiğinde, gerçekten yalnızlaşacaksın ve gerçekten kabulleneceksin de. Özlemek olmayacak, hiçbir şey hissedemeyeceksin. Bir makine gibi yaşayacaksın zamanı. Raf ürünlerinden bir tanesi, son kullanma tarihin gelsin diye dua edeceksin. Hiç doymayacaksın,  hiç acıkmayacaksın da. Hiç üzülmeyecek fakat hiç sevinmeyeceksin de...

Geri dönmeyi çok isteyecek, sonra ne kadar nafile bir istek olduğunu fark ederek ondan da vazgeçeceksin.

Eğer böyle tüketmeye devam edersen, çok değil beş yıl sonra bunlar olacak hayatında.

Daha fazla tüketme, zorunda değilsin! Sahip çıkarsan hiç kaybetmezsin.


                                                                                                                        C.Ö.


yeniden baslat