Sen olmayınca dönüşüyor her şey.
Huysuz oluyorum ve çirkin.
Parklar boşalıyor. Kimse direnmiyor.
Oysa yaşamak için direnmek lazım.
En sevdiğim dizi final sahnesini oynuyor.
Çok hüzünlü bir şarkı çalıyor.
'Giden dönmez' diye haykırıyor.
Oysa yaşamak için bazen dönmek lazım.
Görmüyor musun, boşalıyor sokaklar
Ve yalnızlaşıyor insanlar.
Gel sen, karış benim yalnızlığıma.
Bir rüya resmedelim,
Mezar taşımıza o kazınsın yalnızca.
6 Ağustos 2013 Salı
5 Ağustos 2013 Pazartesi
Dengesiz Terazi
Kelime bitti çocuk, uyan!
Kelime bitti, diyecek söz yok.
Bitti duygular, utançtan başkası yok.
Uyuma çocuk, bugün uyumak da yok!
Bir teröristsin sen de artık, bir mahpus
Bedeninin ehemmiyeti yok,
Yüreğin parmaklıklar ardında.
Korkuyorsun, biliyorum. Korkma!
Dememiş mi senin mavi gözlün zamanında
'Ben yanmasam, sen yanmasan, biz yanmasak
nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa'
Ve bir çocuk, yaşından önce büyümüş tok sesiyle;
Korkuyorum usta, korktuğumdan utanıyorum sonra
Kimse için ölememekten de utanıyorum
Şuncacık yaşım yetmez acımı anlatmaya
Şaraba düştüm bu yaşta, olamadım sarhoş
Bir demlik çay içtim dinmedi kederim
Yaşımca yürümüş hissediyorum önümdeki karanlığa
Erken gitmenin kederini duymamak mümkün değil elbet,
Yine de geç kalmışlığın acısı diye tutturdu bu velet
Ve biliyorum aşka seslenilmez bugün
Sevdaya yazılmaz. Tertemiz ağlanamaz
Yolundan şaşmış teraziyle bir gün dahi yaşanmaz.
Ve bir usta ölümün yakınlarında;
Sen korkma çocuk, sen ağla...
Sen temizleyeceksin kirlenmiş umutları, tertemiz gözyaşlarınla
Koyacaksın elini taşın altına
Birileri için ölecek ve birileri için yaşayacaksın inatla
Desinler deli, desinler vatan haini
Seninle yolunu bulacak bu terazi.
Kelime bitti, diyecek söz yok.
Bitti duygular, utançtan başkası yok.
Uyuma çocuk, bugün uyumak da yok!
Bir teröristsin sen de artık, bir mahpus
Bedeninin ehemmiyeti yok,
Yüreğin parmaklıklar ardında.
Korkuyorsun, biliyorum. Korkma!
Dememiş mi senin mavi gözlün zamanında
'Ben yanmasam, sen yanmasan, biz yanmasak
nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa'
Ve bir çocuk, yaşından önce büyümüş tok sesiyle;
Korkuyorum usta, korktuğumdan utanıyorum sonra
Kimse için ölememekten de utanıyorum
Şuncacık yaşım yetmez acımı anlatmaya
Şaraba düştüm bu yaşta, olamadım sarhoş
Bir demlik çay içtim dinmedi kederim
Yaşımca yürümüş hissediyorum önümdeki karanlığa
Erken gitmenin kederini duymamak mümkün değil elbet,
Yine de geç kalmışlığın acısı diye tutturdu bu velet
Ve biliyorum aşka seslenilmez bugün
Sevdaya yazılmaz. Tertemiz ağlanamaz
Yolundan şaşmış teraziyle bir gün dahi yaşanmaz.
Ve bir usta ölümün yakınlarında;
Sen korkma çocuk, sen ağla...
Sen temizleyeceksin kirlenmiş umutları, tertemiz gözyaşlarınla
Koyacaksın elini taşın altına
Birileri için ölecek ve birileri için yaşayacaksın inatla
Desinler deli, desinler vatan haini
Seninle yolunu bulacak bu terazi.
Kaydol:
Kayıtlar
(
Atom
)