28 Mart 2013 Perşembe

İki



İkiydi ritüelim.
iki kişi var ‘affet’ demek istediğim .
İki kadındık mahcup yüzlerimizle, bu  küçük evde.
İki adamı çok sevdim hayatım boyunca.
Onlar gittikten sonra öğrendim, tek başıma iki kişi olmayı.
Yalnız iki kelime oluşturdu, tüm cümlelerimi.
Ve hiçbir zaman sahiplenemedim, Tanrı’nın verdiği iki elimi.
‘İki gözüm gitme’ dedim,
Gidersen iki dünyada da yakanda olacak elim.

                                                                                                              C.Ö

Yap-Boz


Derim ki bazı şeyler bilinçli yapılmıştır. Derim ki bazı tesadüfler boş hayatlarımızı anlamlandırmak için,
anlamsız üstümüze alınmalarımızdır.
Küçükten öğrendik yap-boz'un ne olduğunu. Yaptık, bozduk, yaptık, bozduk, yaptık...En mutlu anımızdı ayrı parçaların
birbirine tutunması, bir bütünmüş gibi davranması. Belki bundandır, herkes yarım kalan her şeyi kendi parçası sandı.

Ben de küçüktüm. Ben yaptım, sonra da bir güzel ben bozdum. Şimdi bakıyorum her bir parçaya, uzaklardan. Her parça 
bir daha bozulmuş ve gitmiş bambaşka yönlere.. Dağılmış.. Meğer bunlar hayatımın parçalarıymış.. Toplasam diyorum, 
'yap'maya yelteniyorum.. Olmuyor, yerlerini bulamıyorum. Elime gelen yarı yolda kalmışlık yalnızca..

Bir ufak yazı ilişiyor gözüme, soğuksuzken örülen atkıdan bahsediyor, buz gibi oluyor o atkıyı ören eller..
 Hayat bu ya, bir de şarkı çalıyor arkada.. Tesadüflerden bahsediyor yaşlı, ton ton bir amca.

Derim ki bazı şeyler bilinçli yapılmıştır. Derim ki bazı tesadüfler boş hayatlarımızı anlamlandırmak için,
anlamsız üstümüze alınmalarımızdır. Fakat anlamadığım bir şey var, bu tesadüfler, parçaları kaybolmuş yapbozumu
 hatırlatmak için neden bu kadar uğraşır?
 
                                                                                                C.Ö

yeniden baslat