4 Şubat 2011 Cuma

bir yanlışlık yok..

Şaşırırsın bazen, ne diyeceğini bilemeyecek kadar şaşırırsın, oysa hiç değilse bir kelime söylemen gerekir olacak kötü şeyleri engelleyebilmen için. Aksilik bu ya, o kelimenin hangi harflerden oluştuğunu unutuverirsin, ünlü uyumuna uyuyor mu? Ağız hangi şekli almalı ki kelime düzgün çıksın?
Söyleyemedim ben, ağzımı nasıl tutsam da doğru kelime kendiliğinden çıkıverse diye düşündüm düşündüm de bir türlü karar veremedim.
Ne diyeceğimi bilemeyecek kadar şaşırdım, evet.  Kızdığım da doğru. Hem de sana kızamayacak kadar ‘çok’ kızdım. “o an”dan itibaren bana mesaj atan, elektronik posta gönderen, nasılsın diye soran herkese kin beslemeye başladım tuhaf bir şekilde. Bu durumdan herkesin payına bir kötülük düşmeli diye düşündüm. Herkes üzülmeliydi. . Sen hariç herkes üzülmeliydi belki ama sen değil… Hiç değil… Dünyadaki bu yanlışlığı yaratan sen değildin, biliyorum.”böyle gelmiş böyle gider” bir düzen vardı ve sen bu düzenin tüm pisliklerine karşı koyan bir kahramandın farkında olmasan da… İşte bundandı ısrarım,”git” deyişine rağmen kalmakta ısrarcı oluşum bu yüzdendi, çünkü adım gibi emindim, söylediğin gibi herhangi bir kırıklık yaratamazdın hayallerimde, sanıldığı gibi huysuz ve ukala da değildin zaten, biliyordum ben. Bana git deyişin bile üzülmemem içinmiş evet ama kalmakta ısrarcı oluşum da çok yerindeymiş, şimdi daha iyi anlıyorum .
“sağlıcakla kal…”  senin iki dudağının arasından çıkıp kulağımı adres tutan son cümleyse eğer bu, kalmak istemiyorum sağlıcakla falan…
Verdiğin söz gitmek üzerineyse tutmasaydın…
Özrün selam verdiğin içinse dilemeseydin keşke…
Kendinle kavga etmeyi bıraksaydın,  kendinle kavga etmeyi bıraktığın yerde ‘benimle’ kavgaya tutuşsaydın.  O zaman ‘gitme’ler  de ‘sağlıcakla kalma’lar da daha anlamlı olmaz mıydı hem?  Bu ‘mavi’nin, sandığın gibi denizler boyu huzur vermediğini aksine grinin en çirkin tonunu yaratan dumanla dolmuş isli ve puslu gök mavisini barındırdığını görseydin…  Üç kuruşluk oksijeni yalnız kendinin tükettiğini bilemedin mi?
İnan, kendine inanmıyorsan bana inan.  Yoksa yitip gider maviliğin kalan temiz kısmı da…
 Hem ben çok iyi biliyorum zaten, dünyadaki bu yanlışlığı yaratan sen değildin…  Hem de hiç değildin…
Yanlışlık mı? Sus! Bir yanlışlık yok!



Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

yeniden baslat