9 Şubat 2011 Çarşamba

dostluk tesadüfle başladığında...

Ne güzeldir insanın kendine benzeyen kişilerle karşılaşması. Hele de kendinizi hala özgür, samimi ve mutlu hissediyorsanız, sizin kadar özgür, samimi ve mutlu birileri girdiyse hayatınıza ve sizinle aynı dili konuşabiliyorsa çok şanslısınız demektir. Nereden çıkacağı hiç belli olmuyor bazen yüreğinizi paylaştığınız kişinin. İşe yaramaz diye nitelendirilen bir topluluğun arasından tesadüflerin sihriyle karşınıza çıktıysa diliniz tutuluveriyor. Bir anda kelimeler dökülüveriyor ağızlardan, en özel sırlar paylaşılıyor rahatça, duygular bir oluyor, düşünceler çelişkilerin kıskacından aynı kuvvetle kurtuluyor, yürekler ele alınıyor, her yara birlikte deşiliyor tekrar ve her sevinç yeniden yaşanıyor beraberce. Aslında onu bambaşka karakterde biri sanarken bir de bakıyorsunuz aynı şeylerden hoşlanıyorsunuz, ayrı zamanlarda ayrı yerlerde de olsa aynı şeyleri yaşıyorsunuz. Ne tuhaftır ki geçmişte yaşadıklarınız bile benzer çıkıyor. Birileri tarafından canı yakılmış ve en sonunda yalnızlığı seçmiş iki ayrı insan… Birbirlerini anladıklarına inandıkları andan sonra kelimeler iki dudağın arasından çıkarken aslında yürekte şekillenip gelmişlerdir. Şans da yardımcı olursa eğer, iki taraf da birbirinin farkına varır ve kendileri bile fark etmeden ufak ama özel bir gezegen var olur sadece onların bildiği. Onlar konuşmaya dalmışken yanlarında oturup konuşulanlara kulak kabartan teyzeyi çoktan unutmuşlardır. Açlıktan ölmek üzereyken söylenen tost gelmiş fakat sohbeti bölmemek için sabırla beklemektedir fark edilmeyi. Çünkü o bile şaşmıştır duruma. İnce belli bardaktaki tavşankanı çay bile öyle keyiflenmiştir ki soğumadan durur buz gibi havaya inat. Güneye göç eden kuşlar ötüşerek dahil olurlar sohbetin akışına. Müezzin seslenir camiden. Çocuklar asla topunu kaçırmaz sizin muhabbetinize. İstediğiniz kadar gürültü yapın, kapıcı amca koca sesiyle gürlemez bu defa. Siz oturadurun, etraftaki ağaçlar sarı sarı güz yapraklarını salar başınızdan aşağı, papatyaların başa taç oluşuna özenir bu ağaçlar da sizin sohbetine taç olmak isterler. 
Evet, belki farkında değilsiniz ama doğa sizin için sevinmekte, bu iki kişinin birbirine rast gelişine mucizevî şekillerde tepki vermekte. Kapıcı amca ve mahalledeki dedikoducu teyze bile, evet evet onlar bile keyiflenmekte siz karşılaştınız diye. Hadi bakalım fark etme sırası sizde. Durmayın. Hayata, içinde barındırdığı tesadüflere, bu tesadüfler sayesinde karşınıza çıkan kişiye teşekkür edin. Kim bilir belki güzel bir dostluğun ilk adımını atmışsınızdır bile…

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

yeniden baslat